Gençlik;

 Yaşamın 2. Hızlı büyüme evresi..En önemlisi seçimlerini hayata geçirip kendini arama dönemi.  Artık evin dışında daha fazla zaman geçiriyorsunuz. Yiyeceklerinizi kendi tercihlerinizle oluşturuyorsunuz.

Kulağa hoş gelse de ; reklam, sosyal medya ve arkadaşlar  önemli bilgi kaynakları olduğundan bazen  bunlar, hızlı kahvaltı yapma  veya hiç yapmama ,sık yemek veya  öğün atlamak, su içmek yerine gazlı içecekler, alkol ve kafein, hareketsiz  hayatlar, doğadan uzaklaşma veya düzensiz uyku saatleri demek olabiliyor.

Sınav stresi ile koşturmaca içinde olan öğrenciyseniz, yanlız yaşıyor ve yoğun çalışıyorsanız yanlış beslenme alışkanlıkları edinmiş olabilirsiniz.

Evet gençlik çok güzel bir evre ; ama ne demiş Orson Welles.. I know what it is to be young , but you dont know what it is to be old.

Yaşanacak bir çok fiziksel, biyolojik ve psikolojik rahatsızlıkların bir çoğunun tohumları maalesef sizin yaşlarınızda ekiliyor.

Kararlarınız sizin şu anki  akademik başarınızı, kariyerinizi bile etkiliyor.Genciz bize bişey olmaz , şu hayatımı bir düzene sokayım, şu sınavlarımı bir vereyim toparlarım diye düşünebilirsiniz.

Herşeyi hemen istiyoruz.Zaman konusunda panik olmuş durumdayız. Vaktimiz yok özellikle büyük şehirlerde değil pişirecek hatta ısıtamayacak kadar meşgulüz.

Beslenme tarzınızı günlük hayat ritmiyle eşleştirmek zor  görülebilir, bir tık mesafedeki kestirme yollar cazip gelebilir.Aktif , dinamik sosyal hayatınız direncinizi sürekli test ediyor olabilir ( herhaftasonu bir doğumgünü bir party,whatsuptan dürtenler, yanınızda cips yiyerek playstation oynayan arkadaş,bitmeyen olay olaylar…)

Gençler arasında en yayın iki uç nokta obezite ve bulumia maalesef. Hızlı kilo verdiren yo-yo diyetler, internetten alınan zayıflama haplarının  da çözüm olmadığını  bilseniz de yaptığınız hatalardan bazıları.Tabii bunlara en önemli sebep bir sürü filtreden geçmiş harika vücutlar  Herkes mutlu, herkes zayıf , herkes eğleniyor, herkes mükemmel hayatlar yaşıyor .Koca bir yalaaan.

Dünyayı değiştirmeye hazırsınız değil mi? İşte buna   önce kendinizden başlayın.vücut dengemiz   duygusal dengemizle birlikte hareket eder.. Einstein’nin dediği gibi gerçeğin arayışında olmak ona sahip olmaktan daha değerlidir’.Önce bazı şeyleri istemeden sadece faydalı olduğunu bildiğiniz için yapmaya başlarsınız.Sonra zamanla  sizin rutinize, doğal davranışlarınıza yerleşir.

  • Sabah kalktığınızda aynada kendinize günaydın demek gibi
  • Spor yapmak gibi
  • Whatsapptan okuduklarınıza ilk fırsatta cevap yazmak gibi (o mavi 2 tıkı görüp de cevap gelmediğinde gıcık olmayan var mı)

Evinizde yemek pişiyorsa çok şanslısınız çünkü anne yemeği gibisi yoktur.Ama bazı durumlarda nasıl annenize storye fotograf yüklemeyi gösterdiniz

Şimdi  de yeni mutfak alışkanlıklarını öğretebilirsiniz.Kendi kızımdan ve etrafımdaki genç arkadaşlarımdan  gözlemliyorum ki sizler bu konuda çok açıksınız.İlk kinoayı satın alan, chia  tohumu ne menem şeydir diye googellayan hep gençler .

Belki de bu yüzden en çok sizler yönlendiriliyorsunuz. Tüm  zararlı reklamlar sizin  masum ilgi alanlarınız çevresinde dönüyor.

İnstagramda likeladığınız konular tekrar tekrar karşınıza çıkıyor değil mi? Hepsi dış mihrakların suçu???

 Bu yüzden siz ekonomimiz gibi kırılgan olmayın, farkındalık içinde  farklılıklara açık olun, arayışlara yönelin, rengarenk olun bu  sizi diğerlerinden ayıracak özelliğiniz olsun.

  • Market alışverişinden keyif alın kendi kilerinizi oluşturun
  • Katkı maddesi fazla olan ürünlerden uzak durmak için içerikleri mutlaka okuyun .
  • Restoranlarda sipariş verirken mümkün olduğunca karışık tabaklardan uzak durun. Basit ve mevsime uygun yemeklere yönelin.Hatta yemeğe çıkmadan önce biraz kuruyemiş belki biraz ev yapımı çorba içerek beyne giden doyma sinyallerini öncesinde uyarın.
  • Kendi ağız tadınızı oluşturmak için mutfakta denemelerden hiç çekinmeyin.

Tıpkı kolay elde edilen para, başarı ve eşya gibi önümüze hazır gelen yemeği daha çok yiyorsunuz.Ama kendi hazırladığınızda öyle mi liste yapmak, plan yapmak, doğramak, soymak off pişirme enn son aktivite ,işte bu yüzden de çok değerli.

Şunu bilin ki sizi keyiflendiren , kendinizi şımartacağınız gerçek  tarifler illaki bulacaksınız.Her güzel yemeğin sağlıklı bir alternatifi vardır.

Beslenme tercihlerimiz ve yemek yeme alışkanlıklarımız da kişiliğimizi ele veriyor.Ünlü Fransız yemek ustası Brilliant Savarin ‘ Bana ne yediğini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim ‘ diye bildiğimiz sözü değiştirmiş.

Yediklerinize aşırı hoşgörülü davranıp sorgulamadığınızda , kısa süreli mutluluk yaşayabilirsiniz.Ama önemli olan iniş çıkışlar yaşamak yerine vücudunuza saygı gösterip seçici olmak. Tıpkı ilişkilerinizde olduğu gibi . 

Yiyeceklerimiz sadece bedenimizin değil ruhumuzun da yakıtıdır.Mutluluk  tanımı kişiye göre değişir elbette ama beslenme ile kimyamızın mutluluk seviyesi de değişir.Aslında mutluluğumuzun dışımızdaki olaylardan çok  onlara verdiğimiz tepkiyle ilgisi var.İşte o tepki  vücudumuzdaki hormonlara göre oluşuyor. Yani dizginler hormonların elinde diyebiliriz.( tabii bir de  mars retrosu da var)

Mesala selatonin hormonu  olmadan mutluluk olmaz.Aynı zamanda sefkat ve huzuru da düzenler.Doğada yalın ayak dolaşmak, spor yapmak  özellikle öpüşmek hormon seviyenizi arttırır.

Melatonin ise uyku hormonu. Dinlenerek uyandığınız bir sabah için çok gerekli.Gece cep telefonu ile vedaşmak, karanlık ortamda uyumak, yarı aç uyumak önemli . Melatonin ile direk bağlantıda bir de büyüme hormonu var o da azaldığında bazı negatif etkileri oluyor.Daha güçlü kaslar, yağsız fit bir  beden   için yapmanız gereken ilk  şey iyi bir uyku çekmek.Bu hormonlar özellikle gece 11 de üretime geçmek istiyor ve karanlığı seviyor.Onlar da biz uyurken enerji harcayıp yağ yakımını arttırıyor.Siz  de sabah daha dinç ve daha fit  uyanıyorsunuz.

Dopamin ise coşku hormonu.Hayata bağlılık, yaşamdan zevk almanıyı sağlar. Sürekli yüzeysel nefes almak, horlamak hormon seviyesini düşürür.

Bir tek insülün bizim aleyhimize çalışıyor. Fazla salgılandığında  besinleri direk yağa çeviriyor.

Tıpkı hormonlarımız gibi psikolojimiz de yemekle birebir bağlantılıdır. Dünyanın en iyi diyetini de uygulasanız kaygılı ve stresli  olduğunuzda kilo vermenizi zorlaşır..Ruh haliniz iyi değilse zararlı gıdalara daha çok yönelirsiniz ( amerikan tarzı aşk acısında dondurma kaşıklamak gibi)Bu kısır döngü ile zararlı gıdalar hormonları tetikleyip stresi körüklüyor o da sizi mutsuz edip daha kötü beslenmenize yol açıyor.

Şimdi zincirleri kırma zamanı …

Kaynak: Sorun sende değil, hormonlarında (Nicki Williams)